19 Temmuz 2013 Cuma

Bi' taşla iki kuş


,,Brandneue Filme aus Deutschaland'' yani ''Almanya'dan Yepyeni Filmler''.

Peki nedir bu başlıklar?

Bu yıl 14-24 Haziran tarihleri arasında seyirciyle buluşan ve Goethe-Institut Istanbul ile Istanbul Modern Sinema işbirliğiyle her sene hemen hemen aynı zamanlarda gerçekleşen bir sinema şöleni.

Bu yıl 4. kez düzenlendi.

Ve ben tamamen bir tesadüf eseri rastladım bu gösterimlere.

Asıl amacım Burhan Doğançay'ın Retrospektifi aracılığıyla ''Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı'' adlı sergiyi gezmekti Istanbul Modern'de.

(İlgilenenler için sergi 23 Mayıs 2012'de başlamış olup;23 Eylül 2012'ye kadar devam edecektir.
Gitmeden önce sizlere küçük bir ön yorum kazandırabilmek için:



*Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı adlı sergi sanatçının 50 yıllık bir dökümü niteliğinde.Doğançay'ın 14 ayrı döneminden , dünyanın farklı koleksiyon ve müzelerinde yer alan 120 çalışmasını izleyiciyle buluşturan sergi,sanatçının kariyerinin tüm gelişim evrelerini açıklayarak birikimine yeni bir perspektif getiriyor.Küçük boyutlu çalışmalardan,büyük boyuttaki tuvallere ve duvar yüzeyinden taşan enstalasyonlara,izleyici için kuşkusuz bambaşka birer deneyim yaşatacak yapıtlar,sanatçının çalışma biçiminin arka planını gözler önüne seriyor.
**Sanatçıya dair :
Burhan Doğançay 60'lı yılların başından bugüne duvarlar aracılığıyla modern ve çağdaş kent kültürünün toplumsal,kültürel ve politik dönüşümünü araştırıyor.Bir kent gezgini misali yarım yüzyıl kadar süren bir duvar arayışı peşinde.Popüler kültür ikonlarına dair resim veya belgeler,günlük gazete küpürleri,afişler,sloganlar...kısaca eline geçen her tür kaynaktan yararlanıyor..Bu sayede yapıtları hem tarihsel hem de güncel bir zeminde yer edinip anlam kazanıyor.

***Sanatçının bahsettiğim 14 ayrı dönemiyle bağdaştırdığı serginin bölümlerine dair :
1.Genel Kent Duvarları
2.Kapılar
3.Sapak
4.New York Metro Duvarları
5.Hücum
6.Kurdeleler
7.Koniler
8.Boyacı Duvarları [tavsiye edilir !!! ]
9.Grego Duvarları
10.Formula 1
11.Çifte Gerçeklik
12.Alexander'ın Duvarları
13.New York'un Mavi Duvarları
14.Çerçeveli Duvarlar                             )




Sergiyi tamamlayıp yukarı çıkışa doğru yöneldiğim sırada,
Müzenin en alt katında (aynı zamanda müzenin en orjinal fikirlerle dekore edilmiş olan kısmı olmuştur bana göre hep) daha önce gözüme hiç ilişmemiş olan  sinema salonu dikkatimi çekti.O tarafa doğru yöneldiğimde salonun kapısına asılı duran programı gördüm.

 4 yıldır bu müzede düzenlenen geleneksel Alman Filmleri Seçkisinden farklı bir şey değildi programda yazılı olan.

Programa bir göz attığımda,5 dakika önce başlamış olan bir gösterim olduğunu görüp ; tabii ki hemen içeri daldık yanımdaki arkadaşımla :)

Tamamen bihaber girdiğimiz sinemadan 'iyi ki girmişiz' diye çıktık adeta .

Tesadüfi denk geldiğimiz filmin adı ''4 Tage im Mai''dı. Yani ''Mayıs'ta 4 Gün'' .
Filmin konusuna gelince;

''Mayıs'ta 4 Gün'' 2. Dünya Savaşı'nın son günlerine odaklanan bir drama.

Almanya'nın kuzeyindeki bir yetimhaneyi işgal eden Rus askerlerden birisiyle,yetim bir çocuk olan Peter arasındaki dostluğu anlatan film,ilk olarak geçtiğimiz Locarno Film Festivali'nde gösterilmiş.


Savaşın artık bittiği bu günlerde askerler bıkmış ve yorulmuş durumdadırlar,buna karşılık Peter iki taraf arasında bir çatışma yaratmak ve kahraman olmak peşindedir.

Ama ''dostluk'' ve ''düşmanlık'' kategorileri savaş propagandası kapsamındaki anlamlarını çoktan yitirmiş durumdadır.

Buna rağmen gerginlikler artar.

Bunun yegane sebebiyse; her zaman olduğu gibi ahlak/ahlaksızlık kavramlarının 'ulusal aidiyet','dostluk','barış' gibilerinin hep birkaç adım önünde gitmesidir.


 İşte böyleydi küçük tesadüfi tecrübemiz.




Çıkışa doğru yönelirken ise aklımda yalnızca tek bir şey vardı : seneye Haziran ayında aynı gösterimler için hazır ol'da bekleyeceğim ! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder