Woody Allen , Judy Davis, Roberto Benigni ,Alec Baldwin,Jesse Eisenberg,Penelope Cruz,Ellen Page..
Sonuç : another frustration named ''Woody Allen's latest film''
Demek istiyorum ki , şaşırmadım.
Çok da başarılı bir film olmayacağı belliydi.
Halbuki kadroya bakın?!
Sanıyorum ki son yıllarda bütün Hollywood'u bir araya getirip içi boş filmler yapmak moda oldu ?
Ya da Hollywood'un birlikte olmaya mı ihtiyacı var? Bunun maddi bir arka planı olmaması işten bile değil.
Woody Allen'la benim ilişkime gelirsek;
Evet,Woody benim adamım değil.
Önünde saygıyla eğileceğim yalnız tek bir filmini örnek gösterebilirim : Vicky , Christina , Barcelona.
Ama maalesef diğer filmleri (buna Midnight in Paris de %9999 oranda dahil ) beni hiçbir zaman etkileyememiştir.
Evet,kadro iyi.
Evet,şehirler ve mekan seçimleri muhteşem.
Evet evet, müzikler de fena değil.
Ama bir şey var ki hep eksik.
Bu ''bir şey '' her filminde değişebiliyor.
Değişmeyen tek unsursa, Woody Allen yapımlarında çoğunlukla bir ''tamamlanmamışlık'' oluşu.
Örneğin bu filmde ne eksikti ?
Bence hem olay örgüsünün düzensiz işlenişi,hem araya sıkıştırılmış çok nadir romantik/samimi öğelerin doğru şekilde ortaya çıkarılmayışı,hem de yüzeysellik...
Böyle tek taraflı eleştirel sohbet maalesef bir yere kadar gidiyor.
En iyisi siz de bir izleyin de sonra konuşalım.
PS: Unutmadan , filmde Penelope Cruz oynuyormuş gibi yapıp,sadece vücut göstermiş. Tabii bu onun seçimi değil,suçlamamak lazım. Woody Allen'ın yüzeysel yaklaşımlarından 'sadece' biri.
Öyle ki zaten benim bu filme gitmemde rol oynayan iki temel sebep var : her daim bayılarak izlediğim Roberto Benigni (ki bence bu filmde de en hakkını vererek o oynamış yine ! ) ve Penelope Cruz (dediğim gibi bu seferlik bir Woody kaynaklı hayal kırıklığıydı , ama olsun )
Jesse Eisenberg konusunda ise karar veremiyorum. The Social Network sonrası yaptığı filmlerde bir 'boşluktayım' mesajı alıyorum ondan. Performansına elbette kötü denilemez, ama daha iyisi olamaz mıydı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder