19 Temmuz 2013 Cuma

W./E.



                                                             




Şunu söylemem lazım: İNANILMAZ olmuş. Madonna'dan sinema'da böyle bir başarı beklemiyordum doğrusu. Çünkü böyle daldan dala atlayan ünlülerden hoşlanmıyorum.Ne o öyle. Sen mankensen mankensin,şarkıcılık senin neyine ? Ya da şarkıcıysan da orda dur . Sinemayı diğerlerine bırak,insanların ekmek parasıyla oynayıp bi de üstüne genç ve keşfedilmemiş yeteneklerin yoluna taş koymak ne oluyor yani?
Neyse,bu daha çok ülkemiz magazin dünyasının temel öğeleri olan : ordan burdan çıkma ünlülere bir dokundurmaydı.İşimize bakalım biz:)


                Yani aslında olay daha çok Madonna'da bitmemiş.Elindeki malzeme,yani hikaye çok iyi.Gerçek sonuçta. Yani korku filmlerinin sonuna sırf seyirciyi dumur edip gözlerinin yuvalarından nasıl fırladığını görüp eğlenmek isteyen korku filmi tüccarlarınınki gibi bir ''...based on a true story...'' zırvası değil. Sağlam bir gerçek hikaye var ortada.



                Dönemin İngilteresi'nde zengin ve nüfuzlu bir aileden gelen , iki evlilik yapmış bir dul kadınla kraliyet ailesinin yakın gelecekte babasının vefatı ardından başa geçmesi beklenen aday kralı King Edward VIII arasındaki tutkulu ilişkiyi anlatan ve bu tüyler ürpertici hikayeyi günümüz İngiltere'sinde yozlaşmış bir zıt ilişkiyle bir şekilde bağdaşlaştıran yarı kurgu,yarı biyografik sinema ziyafeti söz konusu film. 
          
            Bu ilişkinin sadece İngiltere'nin değil,bütün dünyanın gündemine bir yıldırım hızıyla düşmesinin sebebiyse King Edward'ın kendi isteğiyle tahttan ayrılması ve yerine erkek kardeşini geçirmesi. Yani bir kralın sevdiği kadın için tahttan çekilmesi asıl olay. Zaten bu hikayeyi duyduktan sonra hakkında yapılmış olan her türlü belgesel/film niteliğindeki kaynağı araştırıyordum bir süredir. Yani bu film tam beklediğim şeydi. Hem öğretici,hem de görsel ziyafet.


          Hele bir de dans sahnesi var ki...İzleyin de görün derim :) İşte filmden çarpıcı sahneler..(Öyle ya bu filmde her sahne izleyiciyi çarpıyor !!! )

                                                     
                                                  

 İşte bahsettiğim büyüleyici dans sahnesi..Zarafetin son noktasındalar..James D'Arcy de,Andrea Riseborough da karakterleri tam anlamıyla yaşayarak aktarmışlar beyaz ekrana....





 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder