27 Temmuz 2013 Cumartesi

Marley





-''One good thing about music,when it hits you , you feel no pain . ''

- ''You just can't live in that negative way ..make way for the positive day...''         BOB MARLEY 


                                              ama ona gelmeden bir iki bir şey diyeceğim ....






Filmekimi 2012..
Yine lale kart sahibi olmadığım için hayıflanmalarla geçirdiğim bir Ekim ayı ...

Her sene ''artık önümüzdeki yıla KESİİİN Lale Kart sahibi olucam,çekilmez bu çile '' diyerek kendimce karar aldığım ve yine o yada bu bahaneyle o kartı bir türlü alamadığım için kendime çok kızıyorum.

Neden mi?

Aşina olmayanlar için durumu şöyle izah edeyim..


 !f istanbul , filmekimi, istanbul tiyatro festivali vs. adı altında geçen ve IKSV'nin çatısı altında gerçekleşen tüm  etkinlikler için 2 ayrı tarihte bilet satışı başlar her yıl.

Birinci bilet satışı ''yalnızca lale kart üyelerine'' alt başlığı altında açılır.

Bunun üzerinden  1 hafta geçmeden de normal biletix,mybilet vs. üzerinden satışlar başlar.

Tıpkı 2 hafta önce başlayan ''Filmekimi'' telaşında olduğu gibi.

Lale Kart üyelerine bilet satış ne zaman açıldı tam günü veremeyeceğim şimdi akıldan..Galiba 15-16 Eylül gibiydi.

Ve Biletix satışları tam bir hafta sonra 22 Eylül sabahı 10.00'da açılmaya başlandı.

Ben de olacakları hissetmiş gibi tam 22 Eylül sabahı 10.30 sularında Biletix gişesinin önünde sıradaki yerimi aldım.

Sıra da sıraydı hani.

Merak ediyorum acaba 5-6 dakika geç gelseymişim ne olacakmış?

Öyle ki yalnızca 'lale kart satışları' tüm salonları fullemiş.

Programdan listemde 15 filmle gişeye gelmiş olmama rağmen aralarından yalnıza 2 filme bilet alabildim.

Hatta ve hatta o bilet aldığım 2 filmden birinde de son yeri ben kapmışım,benden sonraki bayana yer kalmamıştı çünkü;feryatları sokağın diğer ucundan dahi duyuluyordu :)

Neyse efenim,

Elde var 2.

''Marley'' ve ''Baştan Al'' .

Ve dün Beyoğlu Sineması'nda ''Marley'' adlı belgeseli izledim.

Başlangıç cümlesi: Şimdiye dek izlediğim en iyi biyografiydi.

                                                   

Tahmin de edebileceğiniz üzere film ; Bob Marley, hayatı, müzikal geçmişi,yarattığı yepyeni Reggae türü,getirdiği Rasta akımı,ailesi ve Jamaika üzerineydi...Kısacası onu Nesta Robert Marley'den ''Bob'' haline getiren tüm unsurlardan azar azar vardı filmde.

                                                       

King of Reggae olarak da anılan Bob Marley , ister yaptığı müziğin kalitesi olsun,ister barışçıl politikası olsun,ister tatlı ve bozuk aksanı olsun,ister o muzip ve çapkın yüz mimikleri olsun..attığı her adımla dikkatleri doğrudan üzerine çekmeyi her daim başarabilen ve bunun belki de en az farkında olan ve bu durumu en az kabullenip benimseyen sanatçıdır...

Jamaika'da başlayan The Wailers macerası , daha sonraları 3 kadın reggae sanatçısıyla bir araya gelip The I-Threes'i kurmalarıyla son bulmuştur. Ve 70'li yıllarda tüm dünyaya müziğiyle ve ara ara  ''bohem''e kaçan farklı havasıyla adeta bir yıldırım hızıyla yayılmış , yayılmış ve zirvedeki yerini almıştır.

The Wailersla olan macerası ne kadar kısa sürmüş de olsa ve The I-Threes'de çok açık bir şekilde her zaman için ana kahraman o olmuş  bile olsa hayatı boyunca hem The Wailers'a hem de The I-Threes'e sadık kalmıştır.

Ancak The I-Threes'de Rita'yla tanışmasıyla eşine olan sadakati için maalesef aynı kesin ifadeleri kullanmak güç..


                                                       

Yıllar yılı bizlere ''No Woman No Cry '' dedirten,dinleten bu çapkın çocuğun 7 farklı ilişkisinden 11 çocuğu olduğu da bir başka ironidir elbette :)

Bunun dışında Bob Marley denilince çoğumuzun ilk aklına gelen ''Rasta saçlılar''ı ve ''Rastafarianizm''i de unutmamak lazım..

Nedir peki Rastafarianizm??

Rastafarianizm, Etiyopya'nın son imparatoru olarak bilinen Haile Selassie'yi tanrının dünyadaki yansıması olarak gören dinin ve bu dine bağlı olarak ortaya çıkan inanış ve düşünce biçiminin adıdır.

[Haile Selassie ismi,Bob Marley severler için pek yabancı olmasa gerek. Öyle ki konser kayıtlarına bakıldığında,her konserinde istisnasız başlamadan veya bitirirken onu anmadan içi rahat etmez pek değerli Rastafarianistimizin.]

Bob Marley'nin de mensubu olduğu bu dinin kurucusuysa Leonard Howell olarak bilinir.

Dinin köklerine bakacak olursak :

Mısır uzantılı Ra dinlerinin Hıristiyanlık ve Yahudilik ile karışımından oluşan bir tarihsel yapısı vardır.

Ayrıca Rastafarianistler kendi aralarında da birçok kola ayrıldıklarından değişik inançlara ve ''jah'' kavramına sahip olabilirler. [Yine ''jah'' için bkz:Bob Marley live performances]

Ve tabii ki bu dininin ilahileri,doğma büyüme Jamaikalı olan ''Reggae''nin kaynağı olmuştur.

Rasta'nın renkleriyse siyah,kırmızı,yeşil ve sarıdır.
Kırmızı , yeşil ve sarı renkleri Etiyopya bayrağını temsil ederken; siyah da Afrika halklarını simgeler.

İşin maneviyat boyutuna girişecek olursak;renklere aslında çok daha derin boyutlar kazandırıldığı anlaşılabilir:

-Sarı , bütün altın,mücevher ve hazineler içindir . (iç hazineler,bilmem anlatabildim mi ? )
-Yeşil,insanların üzerinde yürüdüğü dünyadır.
-Kırmızı ise siyah halkın dökülen kanıdır.

Gelelim RASTA SAÇLARA !

                                                         

Rastalar saçlarını taramaz ve kesmezler; bu şekilde uzayan saçlar bir süre sonra ''Dreadlock'' adını alan bir trende dönüşür.

Altında yatan imgeselliği de şöyle belirtebiliriz ki, Rastalar bu şekilde Jah'ın uzun tırnaklarıyla bir gün onları yeryüzünden alıp ziona götüreceğine inanırlar.

Her ne kadar bu Rasta saçlar günümüzde ''stil'' algısının içinde kaybolup gitse de, Rastafarianistler bu durumu hiç de hoş karşılamazlar.

                                                           


Evet , küçük bir bilgilendirme sonrası ...

Kevin Macdonald'ın Marley adı belgeseline geri dönecek olursak,söyleyebiliriz ki kendisi gerçekten çok iyi bir iş başarmış.

Salonun tıklım tıklım olmasının yanı sıra, bir tek izleyici görmedim ki film bittikten hemen sonra kalkıp dışarı çıksın.Aksine beyaz perdenin tamamen karaltılmasını bekledik salonca.
Öyle bir delilik yani.

Filmin sonunun ise nasıl bittiği malum.
Biyografiden biliyoruz,üzücü,çok çok üzücü.

                                                                 

Sonuç olarak,eğer kaçırdım gözüyle bakıyorsanız bile  filmden ümidinizi kesmeyin derim. Kısa sürede internet ortamına düşer .
Hatta kim bilir,belki çoktan düşmüştür bile.


ayrıntılı film bilgisi için :

http://www.imdb.com/title/tt1183919/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder